Author

Önder Çakırtaş

Kimim ben? Ben, Önder Çakırtaş. Edebiyatla yatıp edebiyatla kalkan, şiirle bazen kafa bulan bazen de kafaları bulandıran biriyim. Kitap okumak benim için kahvaltıdan bile önemli… (ama çayı ve bilhassa kahveyi ihmal etmem tabii 🍵📚). Denizi görünce huzur bulurum, bitkileri görünce içim açılır. Ayı görünce… işte orada biraz mesafe koyarım 😅 Ama şehrimi her koşulda bağrıma basarım. Öğretmek ise benim hayatımın tam kalbinde. Öğrencilerime bir şeyler katmak, güzel insanlara dokunmak, onlarla birlikte büyümek en büyük mutluluğum. Ailem… onlar benim merkezim, pusulam, her şeyim. Onlarla olduğumda kelimeler bile güzelleşir. Özetle: Güzel insan yetiştirmeye, güzel insan olmaya çalışan; kitaplarıyla beslenen, öğrencileriyle gülümseyen, ailesiyle tamamlanan biriyim.

Ayın Kitabı: Antony Loewenstein – Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor

(Metis Yayınları, 2024, Çev. Özlem Özarpacı, 297 s.) Antony Loewenstein’in The Palestine Laboratory: How Israel Exports the Technology of Occupation Around the World adlı kitabı, 2024’te Metis Yayınları tarafından Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor başlığıyla yayımlandı (çev. Özlem Özarpacı, 297 s.). Kitabı elime alır almaz dikkatimi çeken ilk şey başlığı oldu. “Laboratuvar” metaforu, sayfalar ilerledikçe tahminimden…

Klonlanan Duygu, Ucuz Ten ve Şahitliğin İmkânı

İnsanın bugünkü varoluşunu anlamak için yalnızca biyolojik veya kültürel kategoriler yeterli değildir; çünkü artık insan, kendi varlığını belirleyen iktidar ağlarının, teknolojik gözetim pratiklerinin ve ekonomik şiddetin içinde sürekli yeniden üretilmektedir. Tiyatro, bu yapay ve tek tip insan üretiminin dramatik izdüşümünü sunarken, sosyal medya ve dijital gözetim çağında bireyin pasif şahitliğini, duygusal klonlanmasını ve etik tıkanıklığını görünür kılar. Bu yazıda, Karel…

Vahşi Medeniyet-Medeni Vahşet: Filistinli Beden, Şiddet ve Posthümanist Sınırlar

Bu yazı ilk olarak 8 Haziran 2025 tarihinde Pentacle topluluğunda paylaşılmıştır. İlgili link: https://thepentacle.org/2025/06/08/vahsi-medeniyet-medeni-vahset-filistinli-beden-siddet-ve-posthumanist-sinirlar/ Wilderness[i] (vahşi doğa) kavramı, Batılı düşünce sistemlerinde doğa ile kültür, içkinlik ile aşkınlık, barbarlık ile medeniyet arasındaki dikotomik ayrımın merkezinde yer alır. Bu bağlamda, doğa genellikle kontrol altına alınması gereken, tehlikeli ve düzensiz bir alan olarak kurgulanır. Bu algı, yalnızca Batı’nın doğaya bakışını değil, aynı zamanda ‘öteki’…